Franz Von Schönthan ve Gustav Kadelburg
tarafından yazılan Marko Paşa, Nejat Uygur tarafından dilimize ve geleneksel
Türk tiyatrosuna uyarlanmış. Yaklaşık 25 yıl önce oynanmış olan oyun, bu defa
Nejat Uygur’un oğulları Süheyl & Behzat Uygur tiyatrosu tarafından yeniden
düzenlenerek müzikal olarak sahneleniyor.
Müzikalleri çok severim, hele ki böylesine
komedi yüklü bir oyun olursa gerçekten izlemesi çok keyifli oluyor.
Çocukluğumdan beri Nejat Uygur’un tiyatro oyunlarını izleyerek yetişmiş biri
olarak bugüne kadar büyük usta ile tanışamasam da, oğulları Süheyl & Behzat
Uygur ile tanışmak ve kendileri ile sahne alacakları mekânda röportaj yapmak
oldukça gurur vericiydi. İki usta tiyatro oyuncusu, hem Popüler Sinema’da, hem de sosyal medya
ortamında yayınlamak üzere yönelttiğim soruları beni kırmayarak cevapladılar. Çok
güzel geçen sohbetimizin ardından davetiyemi alıp salonun en ön sırasındaki
yerime kuruldum vee oyun başladı.
Marko Paşa Müzikali, paşanın adını bile
duyduğunda kaçacak yer arayan ve asla kendisine yanaşamadığı, hatta iki senedir
elini bile süremediği karısından korkan bir iç güveysi damat (Süheyl Uygur) ve
onun çok yakın cesur avukat arkadaşı (Behzat Uygur) üzerine kurulu olaylar
zincirini anlatıyor. Damadın karısı rolünü oynayan Şahnaz Çakıralp, oyunu
yöneten ve Marko Paşa rolünü üstlenen Uğur Babürhan ikilisi,
adeta oyunun otoritesini üstlenmiş durumdalar. Bu arada yerine göre sert,
yerine göre yumuşak bir karaktere bürünerek oyunculuğunu konuşturan Şahnaz
Çakıralp, eminim ki bu müzikalde seyirciden tam not almıştır. Yan rollerde ise
çok başarılı tiplemeler, arada bir ortaya çıkarak oyuna renk katıyorlar. Oyun
sırasında aniden nereden çıkacağı belli olmayan (seyircinin arasından bile çıkabiliyor),
hafif kafadan noksan doktor rolündeki Önder Keskin ki benim seyrettiğim oyunda
bu rolü Kahraman Sivri canlandırıyordu ve hizmetçi rolündeki Ömer Yılmaz, en
neşeli sahnelerde oyuna eşlik ediyorlar. Yine oyunun en hareketli ve bıcır
bıcır karakteri olan Mürüvvet rolünü canlandıran Leyla Yüngül’ün, seyirciyi bolca güldürmeyi başaran enerjisi ise gerçekten
çok başarılı. Oyunun sonlarına doğru çıkan kısa süreli ama çok dokunaklı bir
rolü olan Güzin karakterine ise Burcu Afşin hayat veriyor. Gelelim oyunun en
önemli ismine. Yıllardır sahnede olan usta tiyatrocu Nejat Uygur’un eşi Nejla
Uygur, kısa süreli rolüne rağmen mükemmel performansı ile Marko Paşa’nın duyduğunu
yanlış yorumlayan yaşlı karısını canlandırıyor. 25 yıl sonra aynı rolü
tekrardan oynayan usta oyuncu, seyircinin en çok güldüğü sahnelerde yer alan
harika performansı ile de, olgun yaşına rağmen adeta genç oyunculara ders
veriyor.
Müzikalin en büyük topları tabii ki, Süheyl ve Behzat
kardeşler. Süheyl Uygur, korkak damat rolü ile neredeyse baştan sona tüm oyunun
yükünü sırtlamış durumda. Kâh dans ediyor, kâh yerlerde geziniyor. Oyun boyunca
yaptığı taklitleri ve Nejat Uygur’a selam çaktığı konuşma şekli ile de övgüyü
hak ediyor. Behzat Uygur ise asi, çokbilmiş ve korkusuz tavırları ile avukat Suat
rolünün hakkını verdiği gibi, kıvrak dansları ile de göz dolduruyor. Ayrıca
oyun sırasında yaptığı hem magazinsel, hem de Türkiye’nin politik durumuna
yönelik ince zekâ ürünü esprileri ile izleyenleri kahkahaya boğuyor.
Marko Paşa Müzikali’nin ilk perdesi normal seviyede
mizah yüklü diyaloglarla geçerken, ikinci perdede ise oyun çıtayı inanılmaz
yükselterek adeta coşuyor. Dekorlar, danslar, kostümler ve koreografi mükemmel,
şarkı seçimleri çok düzgün ve oyunla çok uyumlu. Bir müzikalde aranılan her şey
oyunda mevcut. Yazılan diyalogların ve esprilerin hem eski döneme, hem de
günümüze göre uyarlanmış olması da oyunu daha izlenebilir ve komik bir hâle
sokuyor. Oyunculuklarda göze batan bir abartı olmadığı gibi, tam tersine doğal
ve sade performanslar ile her rolün hakkı sonuna kadar verilmiş. Oyun bittikten
sonra Behzat Uygur’un samimi konuşmasını ve babası Nejat Uygur’u andığı güzel
dizelerini dinlemek hem hüzünlü, hem de çok gurur vericiydi.
İçinde bulunduğumuz bu sıkıntılı günlerde yapılacak en
iyi şey sanırım biraz kafayı dağıtmak ve gülmek. Bunun için size tavsiyem,
Marko Paşa Müzikali’ne dair bu yazdığım samimi izlenimlerime güvenerek övgüyü
sonuna kadar hak eden bu müzikale bir şans vermeniz. Ve size son sözüm ise
şöyle; “ Reveraaansss “ J
Oyuncular
Süheyl Uygur, Behzat Uygur, Şahnaz Çakıralp, Uğur Babürhan, Leyla Yüngül, Kahraman
Sivri, Burcu Afşin, Ömer Yılmaz, Nejla Uygur
Yazan: Franz Von Schönthan ve Gustav Kadelburg
Çeviren: Nejat Uygur
Yöneten: Uğur Babürhan
Reji Asistanı: Burcu Afşin
Süre: Ara dahil 120 dk.
Tür: Müzikal
Müzik: Serpil Günseli
Aranjör: Uğur Cümbüşel
Kostüm: Sadık Kızılağaç
Işık Tasarım: Ali Tümay
Afiş Tasarım: Jr. Behzat Uygur
Prodüktör: Çiğdem Uygur
Sahne Teknisyeni: Murat Ekşi, Ahmet Ekşi
Koreografi: Ömer Yılmaz
Yapım: Uygur Gösteri
SÜHEYL
& BEHZAT UYGUR ile RÖPORTAJ
KE-
25 Yıl önce usta tiyatrocu, babanız Nejat Uygur’un oyunu olan Marko Paşa’yı
yeniden klasik bir tiyatro oyunu yerine müzikal olarak uyarlamak fikri nasıl
ortaya çıktı?
S&B
Uygur : Aslında biz Marko Paşa’yı Behzat’la yıllar önce
düşünüyorduk. Fakat oyundaki karakterlerimiz için yaşımız bu rollere uygun
değildi. Bir buçuk sene önce yönetmenimiz Uğur Babürhan, ben ve Behzat Marko
Paşa müzikali için toplandık. Yıllar önce Nejat babanın oynadığı Marko Paşa’yı
nasıl daha değişik bir hale getirebiliriz diye düşündük. Ve bunun yıllar sonra
iyi bir müzikalle tekrar sahneleneceğine karar verdik. Günler süren çalışmanın,
provaların sonucunda Marko Paşa müzikali geçen sene 27 Mart 2015’de Dünya
Tiyatrolar gününde seyircilerin karşısına çıktı.
KE-
Oyunun içinde geçen hatta seyircinin en çok kahkaha attığı kısımlarda yer alan
siyasi ve magazin içerikli esprileri yazarken tedirdinlik yaşadınız mı? Bu
espriler ile ilgili hiç sorun yaşadınız mı? Bu soruya ek olarak şunu da sormak
istiyorum, bu esprilerin oyun sırasında doğaçlama olduğu anlar oluyor mu?
S&B
Uygur: Oyunun içinde yer
alan söylediğiniz o espriler tekstin içinde olmayan espriler. Espriler bizim
tarzımız oyunlarda gündeme göre değişir. Seyircilerimiz de zaten bunu bilerek
de gelir. Hiçbir sorun yaşamadık. Tabiiki oyunun belli bir teksti var, yukarıda
da söylemiştim. O an sahnede biz zaten anlaşırız ve doğaçlama espriler yaparız.
KE-
Genelde sanatçı ailelerin sanatçı çocukları olur cümlesinden yola çıkarsak,
babanız ve annenizin tiyatrocu olması, sizlerin de onların izinden gitmenize
nasıl sebep oldu? Başlarda bir zorlama söz konusu oldu mu?
S&B
Uygur: Öncellikle şunu söyleyebiliriz ki, ne annemiz ne de
babamız bizi zorla tiyatrocu yapmadılar. Zaten tiyatro zorla yapılacak bir şey
değildir. Biz tiyatro kulislerinde büyüdük. Nejat babanın her oyununu sahne
arkasında defalarca seyrederdik. Nejat babanında oyunları bizi çok etkilemiştir.
Kendi tiyatromuzu kurduğumuzda başlarda baya bir zorluk çektik. Seyirci
Süheyl&Behzat Uygur tiyatrosuna ilk kez geliyordu. Haklı olarak da biraz ön
yargılılardı. Çünkü yıllarca Nejat Uygur’a gelmişlerdi. Bakalım evlatları ne
yapacak diye merakla bekliyorlardı. Tiyatromuzu kurduktan birkaç ay sonra bu
zorluklardan kurtulduk. Sahneye yeni oyunlar koyarak seyircinin bu anlamda bize
güvenmesini sağladık. Artık seyircilerimiz her yeni oyunumuzda Süheyl&Behzat
Uygur Tiyatrosuna geldikleri zaman güleceklerini bilerek kesin olarak
geliyorlar.
KE-
Müzikaldeki kadro çok başarılı. Bu ekibi bir araya toplarken nelere dikkat
ettiniz? Bu güzel kadro nasıl ortaya çıktı?
S&B
Uygur: Tiyatroda sahnenin dışında en başta kulisin uyumu çok
önemlidir. Dolayısıyla, kulise uyum sağlayan arkadaşları öncellikle tercih
ettik. Daha sonra da, teksteki karakterlere göre sanatçı arkadaşlarımızı
belirledik. Tabii ki bu belirlemede yönetmenimiz sayın Uğur Babürhan’ın çok
katkısı olmuştur. Hem sahne üzerinde, hem kuliste çok iyi anlaştığımız bir
ekibimiz var. Tiyatroda uyumlu ekip çok önemlidir. Sadece sahne üzerindeki
arkadaşlarımız değil, teknik ekibin de oyuna adaptasyonu çok önemlidir.
KE-
Müzikal oyunun, klasik tiyatro oyununa göre zorlukları var mı? Varsa nelerdir?
S&B
Uygur: Tabii ki zorlukları var. Öncellikle maddiyat. Normal
bir oyunun gideri ile, müzikallerin arasında dağlar kadar fark var. Müzikalde
dekor, kostüm, aksesuar, efekt, şarkılar, şarkı sözleri, müzikler
vazgeçilmezlerdir. Ama seyircilerimizde gelen güzel tepkiler bu zorlukları
bizlere unutturuyor.
KE-
Sizleri “Şahane Pazar” ve benzeri TV programları dışında, dizi ya da sinema
filmlerinde gördüğümüzü hatırlamıyorum. Eski kuşak tiyatrocuların, yeni dönem
sinema işlerinde pek yer almaması durumu sizi de kapsıyor sanıyorum. Bunun
sebepleri nelerdir?
S&B
Uygur: İkimiz geçmişte hem sit-com, hem de bir iki dizide
oynadık. Fakat daha sonraları gelen bazı sit-com ve dizi seneryolarını
beğenmediğimiz için kabul etmedik. Bizim için asıl olan sadece ve sadece
tiyatrodur.
KE-
Oynadığınız oyunlar sırasında, sahnede başınıza gelen komik ve ilginç anılar
var mı? Mutlaka fazlaca vardır da, en unutamadıklarınızı bizimle paylaşır
mısınız?
S&B
Uygur: Hassta Etme Adamı’nı oynadığımız zaman(ki, ara sıra bu
oyunu oynarız) ön sıralardan bir abinin telefonu çaldı. Abi telefonunu açtı,
arkadaşıyla konuşmaya başladı. Bizler durduk, seyirciler de durdu, herkes abiyi
izliyor. Abi yüksek sesle “Süheyl&Behzat Uygur tiyatrosundayım, oyun
izliyorum, çok gülüyorum, inanmıyomusun? İnanmıyosan dur bak Süheyl abiye
telefonu vereyim,” dedi ve telefonu bana verdi. Ben de aldım telefonu. “Alo abi
ben Süheyl Uygur’um,” dedim. Telefondaki kişi Süheyl Uygur olduğuma inanmadı.
“Oldu ben de Brad Pitt’im” dedi, telefonu kapattı. Seyircilerde, bizlerde çok
gülmüştük. İlk aklıma gelen bu.
KE-
Dünya tiyatrosundan veya müzikallerden en çok sevdikleriniz hangisidir ?
S&B
Uygur: Mamma Mia, Grease, West Side Story, Shakespear
Company’nin Shakespear’in Oyunları adlı tiyatro oyununu çok sevmiştim.
KE-
Marko Paşa Müzikali daha ne kadar devam edecek?
S&B
Uygur: Marko Paşa müzikali seyirciler tarafından çok yoğun
ilgi görüyor. O yüzden sanırım daha birkaç sene daha oynayabiliriz.
Bu Yazım Popüler Sinema da yayınlanmıştır.
http://www.populersinema.com/roportaj/marko-pasa-muzikali-izlenimleri-ve-suheyl-behzat-uygur-ile-roportaj-28944.htm