Korku
filmleri yönetmenleri/oyuncuları ile başladığım röportaj maceramın bu seferki konuğu, Türk korku sinemasında iyi bir yer
edinen Siccin serisinin oyuncusu Şeyda Terzioğlu. Kendisi ile Cihangir’de buluşarak
keyifli bir söyleşi yaptık. Şeyda Terzioğlu, sinema, dizi sektöründe yer alan
bir oyuncu ve aynı zamanda bir tiyatrocu.
Kendisi hem Popüler Sinema’da, hem de sosyal
medya ortamında yayınlamak üzere kendisine yönelttiğim soruları beni kırmayarak
cevapladı.
Şeyda Terzioğlu’na bize vakit
ayırdığı için çok teşekkür ediyoruz.
KE- Bize
kısaca kendinizden ve oyunculuk kariyerinizden bahseder misiniz?
ŞT- Ben yaşama sevincini
çok küçük yaşlarda tiyatroda bulmuş ve hayatını bu yolda devam ettirmeye
çalışan bir oyuncuyum. Müjdat gezen konservatuarı tiyatro bölümü mezunuyum. 2005
yılından beri her yıl yeni bir tiyatroda sahneye çıkıyorum. 2009’ dan bu yana
da sinema filmlerinde oynuyorum. Kariyerim tiyatro ve sinema merkezli ilerliyor.
KE- Oynadığınız
farklı film türlerinden sonra korku sinemasına geçiş nasıl oldu? Korku
sinemasına karşı olan ilginiz nereden geliyor?
ŞT- Açıkçası planlanmış bir şey değildi. Çok ufak yaşlarda babamla beraber korku filmi izlerdim. Babamın ilgi alanıdır aslında. Muhteşem Film’de bana böyle bir teklifte bulundu ve ilk filmlerinde oynadıktan sonar, ikinci filmlerinde ise başrolü teslim ettiler bende keyifle oynadım.
KE- Siccin
1’de Nilay ve Siccin 2’de ise Hicran karakterlerini canlandırdınız. Bu
karakterlerle sizin aranızda benzer durumlar söz konusu mu? Zorlandığınız
yerler oldu mu?
ŞT- Siccin1’de arkadaşını önemsediği için isteksiz de olsa
hocaya büyü yaptırmaya giden sonra ise cinin musallat olduğu bir kızı
canlandırıyordum. Yapılan makyajla macrup olmak insanın ruh halini
değiştiriyor, güzel bir deneyimdi. Fakat
Siccin 2 de oynadığım Hicran karakteri
benim için çok özel
bir roldü. Ailesi için mücadele
eden ,temiz kalpli ve ailesine yapılan büyülerden dolayı oğlunu
ve eşini kaybeden, olayların gizemini çözmeye çalışan özel
bir karakter. Hicran karakterinin modern hali olduğumu itiraf edebilirim.
KE-
Korku filmi setlerinde kesinlikle ilginç olaylar yaşanır. Başınıza gelen
enteresan anılarınız var mı?
ŞT- Sette değil, fakat senaryoyu okumaya başladıktan
sonra, çekimlerin son gününe kadar belirli aralıklarla karabasanlar
tarafından rahatsız edildim.
KE- Türk
seyircisinin korku filmlerimize karşı olan önyargıları artık yıkıldı diye
düşünüyorum. ( En azından benim öyle). Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda,
alıştılar mı bizim korku hikayelerine ve oyunculuklara?
ŞT- Alışmak değil
bu aslında, yönetmenlerin ve senaristlerin kendini geliştirmesiyle alakalı olduğunu
düşünüyorum. Seyirci beğendikçe de
yapımcılar bu işlere daha fazla ödenek ayırmaya başlıyor
ve ortaya daha kaliteli işler çıkıyor. Böyle olunca da seyirciler daha fazla
tatmin oluyor tabiiki.
KE- Türk
Korku sinemasının cinler ve büyülerle dolu dünyası hakkında ne düşünüyorsunuz?
Farklı konularda korku filmleri çekilecek mi sizce Türkiye’de?
ŞT- Türkiye’de
gizemli ve ürkütücü bir durum bu. O nedenle de ilgi çekiyor. Ama ilgi çekiyor
diye de herkes cinli filmler çekmeye başladı. Bu da seyirciyi bir sure sonar sıkmaya
başlayacaktır diye düşünüyorum. Artık değiştirilmeli ve kolaya kaçılmayıp daha
yaratıcı korku senaryoları çıkmalı.
KE-
Korku sinemasına devam etmek ister misiniz? Yakın zamanda yeni projeleriniz var
mı?
ŞT- Açıkçası iki korku filmi teklifi aldım, fakat kabul
etmedim. Ben sadece korku filminde oynamayı tercih eden
bir oyuncu değilim. Pencerenin açılmasını istiyorum. Fakat kaliteli ve yaratıcı bir korku senaryosu gelirse neden olmasın? Yeter ki bana farklı bir deneyim yaşatsın.
KE-
Yurtdışında tiyatrolarda korku veya gerilim içerikli oyunlar sergileniyor. Tiyatro
kökenli bir oyuncu olarak, sizce Türkiye’de korku ya da gerilim içeren bir oyun
sergilenme şansı var mı? Olursa ilgi görür mü?
ŞT- Neden olmasın,çok mantıklı ve yapılmalı. Tiyatro konusunda kendimizi gittikçe aşıyoruz
ve yenilikçiyiz. İlgi göreceğini düşünüyorum. Şimdi korku evleri çıktı ve müthiş ilgi
var. Tiyatroda da aynı ilgiyi görür diye düşünüyorum
.
KE- Korku
filmleri izlemeyi sever misiniz? Korku filmlerine ait en sevdiğiniz yabancı 2
yönetmeni ve 2 filmi nedenleriyle birlikte yazar mısınız?
ŞT- Aslında korku filmi meraklısı biri değilim. Ama üç tane korku filminde oynadığım için
son iki yıldır çok
fazla korku filmi izledim. Çok
etkilendiğim bir film var o da; Andrej Zulawski yönetmenliğindeki Possession 1981 filmidir ve olağanüstü güzeldir. Oyunculuklar ve senaryo, farklı bir kafanın ellerinden çıkmış diye düşünüyorum. Keşke çekilebilse ve ben oynasam, hayran kaldığım bir film oldu. Diğeri ise, Alejandro Amenabar yönetmenliğindeki The Others filmidir. Nicole Kidman’ın performansını
beğendiğim için
aklımda kalan bir filmdir.
Bu Yazım Popüler Sinema da yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder