Sinema ile din
ilişkisini gözler önüne seren Hollywood sineması, bu işin propagandasını en iyi
yapanlardan birisidir. Din ve dini temaları, filmlerin konusuna ya da herhangi
bir bölümüne o kadar güzel yedirir ki, izlerken ister istemez siz de o
motiflerin büyüsüne kapılırsınız. Bu dini ögeleri içeren film isimlerinin illa The Passion of The Christ (Tutku - Hz.
İsa’nın Çilesi), The Message (Çağrı), The Last Temptation of Christ (Günaha Son
Çağrı) veya The Ten Commandments (On Emir) gibi anlaşılır olması da gerekmiyor.
Örneğin fantastik/bilim-kurgu filmi The Matrix’i izlerken, nasıl Neo (The One -
Tek)’ya inanıyorsak, onu bir kurtarıcı olarak görüyorsak, işte burada seyirciye
farklı yollardan Mesih kavramı aşılanıyor demektir. Matrix felsefesinin içinde,
dini kavramları ve farklı dinleri ortaya çıkaracak pek çok sembol ve unsur yer almaktadır. Başka bir örnek de George
Lucas tarafından yaratılan, dünyayı altına üstüne getiren Star Wars serisidir.
Serinin ana kaynağı olan Jedi Şövalyelerini birer dini kaynak olarak gören pek
çok kişi, 2001 yılında nüfus kütüklerine kendilerini bu şekilde kaydettirdi.
Sosyal medya da bile Jedi dini adında bir dinin olduğuna çok sayıda kişi
inandı. Ayrıca bu dini takip eden 100bine yakın kişi de kendilerini her yerde
barış savaşçıları adıyla tanıttı. Bu ve buna benzer çok sayıda örnek teşkil
eden, din propagandasını gizlice ya da göstere göstere yapan yüzlerce sinema
filmi ve belgesel ortaya çıktı ve çıkmaya da devam ediyor. Gün geçtikçe artan
bu filmler sayesinde beyazperde, kesinlikle dini inançları empoze edici
özelliğini yıllarca korumaya devam edecek gibi gözüküyor.
Kendi inançlarını beyazperde üzerinden
aktarmaya çalışan tabii ki sadece Hollywood veya Güney Kore sineması değil.
Türk sineması da Hollywood’un temelinde yatan Hristiyan korku ve inanç
temalarını, İslami temalara ve kaynaklara taşıyarak son yıllarda pek çok korku
filmi ortaya çıkarmıştır. Hollywood, uzun yıllar önce dini ögelerini ve inanç
sistemlerindeki cennet, cehennem, şeytan gibi unsurları korku filmlerine
başarıyla taşımıştır. Halen şeytan çıkarma üzerine yapılmış en başarılı film
olan Exorcist (Şeytan) gibi bir başyapıtın ekmeğini yiyen çok sayıda korku
filmi yönetmeni vardır. Yıllar geçtikçe şeytan çıkarma ayinlerinin yer aldığı
sayısız Hollywood filmi yapıldı ve din ve korku itinayla korku sinemasında
birleştirildi. Hatta kıyamet inancının yer aldığı filmlere de yer verildi. Bu
filmleri yaparken Hollywood, her zaman senaryonun tekdüze olmasından kaçındı ve
dini ögeleri polisiye ve gerilim/gizem hikayeleri ile güzelce harmanlamayı
başardı. Ne yazık ki Türk korku sineması, Hasan Karacadağ imzalı Dabbe serisi
ile başlayan cin konulu filmler furyasını, gün geçtikçe gözle görülür şekilde olumsuz
yönde ticarete dönüştürdü. Hocaların, büyülerle ya da farklı yollarla içine cin
giren kişilerle olan mücadelesi, çekilen tüm filmlerde kendini tekrarlamaya
başladı ve halen de devam ediyor. Ayrıca aynı cin hikayelerinin devam etmesinin
yanına bir de maddi imkansızlıktan doğan baştan savma görsel efektler de
eklenince filmler iyice basitleşmeye başladı. Neredeyse yapımcılar, yönetmen ve
senaristler afişinde cin kelimesinin türevleri olmadığı zaman korku filmlerine
kimsenin gitmeyeceğine inandılar ve bu durumu da Türk seyircisine inandırdılar.
Tabii ki hal böyle olunca, polisiye/gerilim veya gizem üzerine kurulu dini
motifleri de içeren sağlam senaryolar yazılamıyor ve Türk korku sineması da
maalesef yerinde sayıyor. Son zamanlarda gelişmekte olan İskandinav
polisiye/gerilim filmlerinde bile dini unsurlar ve inanç güzel bir şekilde
hikayeye serpiştiriliyor. Zamanla sağlam senaryolar yazılırsa sanırım Türk
sineması da farklı alt türlerde (gerilim/gizem/polisiye vb. gibi) dini ve
islami ögeleri güzelce kullanabilir.
Dini kendine konu edinmiş filmler söz konusu
olduğunda mutlaka dini savunan tarihi/savaş yapımları veya belgeseller olması
gerekmiyor. Dini anlatan, tanrı inancına yer veren, günahlardan arındırma gibi
temel ögeleri içinde barındıran korku/gerilim filmlerine de sıkça rastlamak
mümkün. Özellikle korku filmlerinde kilise, rahip, papaz, haç, kutsal su,
ayinler vb. gibi din unsurlarının en önemli simgeleri daha ön planda yer
almaktadır. Hatta gerçek yaşam öyküsünden uyarlanan pek çok şeytan çıkarma (Exorcism)
üzerine yapılmış film de çekilmiş ve bu filmler diğer korku filmlerine kıyasla izleyenlerin
üzerinde daha kalıcı etkiler bırakmıştır.
Dünya sinemasında dini ve inancı sorgulayan
fazla sayıda korku filmi yer almaktadır. Aşağıda yer alan filmler, şeytan çıkarma
üzerine yapılmış, benzerlerine göre daha inandırıcı ve ürkütücü olan
filmlerdir. Bu tür filmleri sevenlerin ilgiyle izleyeceğini düşündüğüm bu
yapımlar, gerçekten seyrettikten sonra biraz uyku kaçırtacak cinstendir.
Stigmata, 1999
Film, Stigmata olayını (Hz.İsa’nın çektiği
tüm acılara maruz kalınması, el, ayak ve vücutta aniden kanamalar başlaması)
yaşayan bir kadını incelemekle görevli bir rahibin mücadelesini anlatır. Dini
inancı fazla olan ve kendini dine fazla kaptıran insanlarda rastlanan bir olay
olan Stigmata’da, açılan bu yaraların kapanmadığı da söylenir. Olayı yaşayan
Frankie adlı kadını canlandıran Patricia Arquette’nin oyunculuğu ise mutlaka
görülmelidir. Filmin sonunda ise, bu olayı gerçekten yaşayanlar gösterilir.
Oynadığı senelerde çok iyi eleştiriler alan Stigmata, sinema ile dine olan
inancı birleştiren en iyi filmlerden birisidir.
The Exorcism
of Emily Rose (Şeytan Çarpması, 2005)
Gerçek bir hikayeden uyarlanan film, 70’lerde
Almanya’da yaşamış olan Anneliese Michel adlı bir kızın yaşadığı şeytan çıkarma
olayının sinemaya uyarlanmış halidir. Filmde Anneliese, Emily Rose adını
almıştır. Emily, üniversiteye gitmek için şehre taşınır. Sabaha karşı 03:00
sularında kapısı açılıp kapanır ve cisimler hareket eder. Olay sadece bununla kalmaz
ve kendisinde büyük bir güç hisseder, boğulacak gibi olur. Vücudundaki
değişimler devam etmeye başlar, hastaneye kaldırılır fakat olaylar çoğalmaya
başlayınca ailesinin yanına döner. Kısa sürede aynı şeyler tekrar yaşanır ve
ailesi bunların şeytan çarpması olacağından süphelenip, ayin düzenlemesi için
rahip Moore’ı çağırır. Moore saat 03:00’ün şeytanın saati olduğunu söyler ve
ayine başlar. Ayin sırasında genç kız ölünce peder suçlu bulunur ve mahkemeye
çıkarılır. Bu tür dini-doğaüstü filmlerin arasında en ürpertici ve gerçekçi
olanı sanırım bu filmdir. Genç kızın yaşadıkları, erkek sesi ile konuşması,
vücudunun deforme oluşu ve değişimi başarıyla canlandırılmıştır. Ayrıca şeytan çıkarma ayini
sırasında, Emily'nin vücudundaki altı şeytan, farklı dillerde kendilerini
tanıtmıştır.
The Rite
(Ayin, 2011)
Yaşanmış bir olaydan esinlenen The Rite,
şeytan çıkarma ayinlerine inanmayan ve inançları doğrultusunda hep şüpheci
yaklaşan ilahiyat fakültesi öğrencisi Michael Kovak’ın hikayesini anlatır.
Etrafındaki tüm rahiplere ve üstlerine karşı gelen Michael’ın, herkes
tarafından tanınan, şeytan çıkarma işinin ustası peder Lucas (Anthony Hopkins)
ile tanışınca tüm fikirleri değişir. Karşılarına çıkan çok önemli ve korkunç
bir vaka karşısında ikilinin tüm inançları sorgulanmaya başlar. Hristiyanlık
propagandasının tavan yaptığı film, Hopkins’in mükemmel performansı ile de göz
doldurur. Dini inançların, anne ve tanrı sevgisinin şeytani güçleri yok
edebileceğini başarılı sahnelerle ve sarsıcı diyaloglarla anlatan The Rite, bu
türün benzerleri arasında üst sıralarda yer almayı başarmıştır.
The Possession
(Şeytan Tohumu, 2012)
Bir baba-kızın antika bir kutuyu satın
aldıktan sonra başlarına gelecek beladan kurtulma hikayesini ele alan The
Possession, paranormal olaylar ile başlayıp şeytanın kızı ele geçirmesi ile
devam eder. Filmin diğer exorcism temalı filmlerle olan benzerliği göze çarpsa
da, şeytan çıkarma ayininde Hristiyan rahip yerine Yahudi Hahamın kullanılması
ile farklılık yaratır. Aslında hikaye Yahudilerin Dibbuk kutusu dedikleri kötü
ruhları hapseden ufak bir sandık üzerine kurulu. Başında “bir gerçek hikaye”
uyarısı yazan The Possession, korkutmayı başaran gerilim dolu sahnelerle yüklü
akıcılığını kaybetmeyen bir film.
Deliver Us
From Evil (Bizi Kötüden Koru, 2014)
Gizemli, çözülmesi zor ve açıklanamayan bir
takım cinayetleri çözmek için bir polis ile şeytan çıkarma konusunda uzman olan
bir rahip görevlendirilir. İkili olayları en ince noktasına kadar çözmek için
uğraşırken diğer yandan polis Sarchie ise, ailesinin başına musallat olan
şeytani güçlerle uğraşır. Polisiye/gizem/gerilim ve korku gibi dört ayrı türü
birleştiren film, özellikle sonlara doğru hikayenin akışını değiştiren şeytan
çıkarma seansı ile de seyirciden tam not alır. Ayrıca filmde geçen olayların
gerçek polis raporlarından ortaya çıktığını da belirtmek gerekiyor. Deliver us
from Evil, tanrı inancı olmayan bir polisin şeytan çıkarma olaylarından sonra
inancını yeniden gözden geçirmesi gibi dini bir detayı, polisiye bir filme
nasıl aktarıldığına iyi bir örnektir.
Not: Yukarıda adı geçen ve seyretmenizi tavsiye ettiğim 5 film öncelikli
olanlardır. Bunların yanı sıra, son dönemlerde çekilmiş yine dini inançları
fazlasıyla sorgulayan, şeytan çıkarma ayinlerine yer veren bazı filmleri de
yazmak istiyorum. Yine türün meraklıları için ideal olan bu filmleri arayıp
bulmak ve izlemek size kalıyor. İyi Seyirler…
The
Haunting in Connecticut (Lanetli Ev, 2009), The Devil Inside (İçimdeki Şeytan, 2012), The Exorcism of Molly
Hartley (2015), The Vatikan Tapes (2015), The Possession of
Michael King (2014), The Offering (7.Gün, 2016) …
Bu Yazım GodFather dergisi Ekim-Kasım 2016 sayısında yayınlanmıştır.