2 Ocak 2017

Din ve inanç içerikli korku sinemasına kısa bir bakış


Sinema ile din ilişkisini gözler önüne seren Hollywood sineması, bu işin propagandasını en iyi yapanlardan birisidir. Din ve dini temaları, filmlerin konusuna ya da herhangi bir bölümüne o kadar güzel yedirir ki, izlerken ister istemez siz de o motiflerin büyüsüne kapılırsınız. Bu dini ögeleri içeren film isimlerinin illa The Passion of The Christ (Tutku - Hz. İsa’nın Çilesi), The Message (Çağrı), The Last Temptation of Christ (Günaha Son Çağrı) veya The Ten Commandments (On Emir) gibi anlaşılır olması da gerekmiyor. Örneğin fantastik/bilim-kurgu filmi The Matrix’i izlerken, nasıl Neo (The One - Tek)’ya inanıyorsak, onu bir kurtarıcı olarak görüyorsak, işte burada seyirciye farklı yollardan Mesih kavramı aşılanıyor demektir. Matrix felsefesinin içinde, dini kavramları ve farklı dinleri ortaya çıkaracak pek çok sembol ve unsur  yer almaktadır. Başka bir örnek de George Lucas tarafından yaratılan, dünyayı altına üstüne getiren Star Wars serisidir. Serinin ana kaynağı olan Jedi Şövalyelerini birer dini kaynak olarak gören pek çok kişi, 2001 yılında nüfus kütüklerine kendilerini bu şekilde kaydettirdi. Sosyal medya da bile Jedi dini adında bir dinin olduğuna çok sayıda kişi inandı. Ayrıca bu dini takip eden 100bine yakın kişi de kendilerini her yerde barış savaşçıları adıyla tanıttı. Bu ve buna benzer çok sayıda örnek teşkil eden, din propagandasını gizlice ya da göstere göstere yapan yüzlerce sinema filmi ve belgesel ortaya çıktı ve çıkmaya da devam ediyor. Gün geçtikçe artan bu filmler sayesinde beyazperde, kesinlikle dini inançları empoze edici özelliğini yıllarca korumaya devam edecek gibi gözüküyor.

Kendi inançlarını beyazperde üzerinden aktarmaya çalışan tabii ki sadece Hollywood veya Güney Kore sineması değil. Türk sineması da Hollywood’un temelinde yatan Hristiyan korku ve inanç temalarını, İslami temalara ve kaynaklara taşıyarak son yıllarda pek çok korku filmi ortaya çıkarmıştır. Hollywood, uzun yıllar önce dini ögelerini ve inanç sistemlerindeki cennet, cehennem, şeytan gibi unsurları korku filmlerine başarıyla taşımıştır. Halen şeytan çıkarma üzerine yapılmış en başarılı film olan Exorcist (Şeytan) gibi bir başyapıtın ekmeğini yiyen çok sayıda korku filmi yönetmeni vardır. Yıllar geçtikçe şeytan çıkarma ayinlerinin yer aldığı sayısız Hollywood filmi yapıldı ve din ve korku itinayla korku sinemasında birleştirildi. Hatta kıyamet inancının yer aldığı filmlere de yer verildi. Bu filmleri yaparken Hollywood, her zaman senaryonun tekdüze olmasından kaçındı ve dini ögeleri polisiye ve gerilim/gizem hikayeleri ile güzelce harmanlamayı başardı. Ne yazık ki Türk korku sineması, Hasan Karacadağ imzalı Dabbe serisi ile başlayan cin konulu filmler furyasını, gün geçtikçe gözle görülür şekilde olumsuz yönde ticarete dönüştürdü. Hocaların, büyülerle ya da farklı yollarla içine cin giren kişilerle olan mücadelesi, çekilen tüm filmlerde kendini tekrarlamaya başladı ve halen de devam ediyor. Ayrıca aynı cin hikayelerinin devam etmesinin yanına bir de maddi imkansızlıktan doğan baştan savma görsel efektler de eklenince filmler iyice basitleşmeye başladı. Neredeyse yapımcılar, yönetmen ve senaristler afişinde cin kelimesinin türevleri olmadığı zaman korku filmlerine kimsenin gitmeyeceğine inandılar ve bu durumu da Türk seyircisine inandırdılar. Tabii ki hal böyle olunca, polisiye/gerilim veya gizem üzerine kurulu dini motifleri de içeren sağlam senaryolar yazılamıyor ve Türk korku sineması da maalesef yerinde sayıyor. Son zamanlarda gelişmekte olan İskandinav polisiye/gerilim filmlerinde bile dini unsurlar ve inanç güzel bir şekilde hikayeye serpiştiriliyor. Zamanla sağlam senaryolar yazılırsa sanırım Türk sineması da farklı alt türlerde (gerilim/gizem/polisiye vb. gibi) dini ve islami ögeleri güzelce kullanabilir.

Dini kendine konu edinmiş filmler söz konusu olduğunda mutlaka dini savunan tarihi/savaş yapımları veya belgeseller olması gerekmiyor. Dini anlatan, tanrı inancına yer veren, günahlardan arındırma gibi temel ögeleri içinde barındıran korku/gerilim filmlerine de sıkça rastlamak mümkün. Özellikle korku filmlerinde kilise, rahip, papaz, haç, kutsal su, ayinler vb. gibi din unsurlarının en önemli simgeleri daha ön planda yer almaktadır. Hatta gerçek yaşam öyküsünden uyarlanan pek çok şeytan çıkarma (Exorcism) üzerine yapılmış film de çekilmiş ve bu filmler diğer korku filmlerine kıyasla izleyenlerin üzerinde daha kalıcı etkiler bırakmıştır.

Dünya sinemasında dini ve inancı sorgulayan fazla sayıda korku filmi yer almaktadır. Aşağıda yer alan filmler, şeytan çıkarma üzerine yapılmış, benzerlerine göre daha inandırıcı ve ürkütücü olan filmlerdir. Bu tür filmleri sevenlerin ilgiyle izleyeceğini düşündüğüm bu yapımlar, gerçekten seyrettikten sonra biraz uyku kaçırtacak cinstendir.

Stigmata, 1999

Film, Stigmata olayını (Hz.İsa’nın çektiği tüm acılara maruz kalınması, el, ayak ve vücutta aniden kanamalar başlaması) yaşayan bir kadını incelemekle görevli bir rahibin mücadelesini anlatır. Dini inancı fazla olan ve kendini dine fazla kaptıran insanlarda rastlanan bir olay olan Stigmata’da, açılan bu yaraların kapanmadığı da söylenir. Olayı yaşayan Frankie adlı kadını canlandıran Patricia Arquette’nin oyunculuğu ise mutlaka görülmelidir. Filmin sonunda ise, bu olayı gerçekten yaşayanlar gösterilir. Oynadığı senelerde çok iyi eleştiriler alan Stigmata, sinema ile dine olan inancı birleştiren en iyi filmlerden birisidir.

The Exorcism of Emily Rose (Şeytan Çarpması,  2005)

Gerçek bir hikayeden uyarlanan film, 70’lerde Almanya’da yaşamış olan Anneliese Michel adlı bir kızın yaşadığı şeytan çıkarma olayının sinemaya uyarlanmış halidir. Filmde Anneliese, Emily Rose adını almıştır. Emily, üniversiteye gitmek için şehre taşınır. Sabaha karşı 03:00 sularında kapısı açılıp kapanır ve cisimler hareket eder. Olay sadece bununla kalmaz ve kendisinde büyük bir güç hisseder, boğulacak gibi olur. Vücudundaki değişimler devam etmeye başlar, hastaneye kaldırılır fakat olaylar çoğalmaya başlayınca ailesinin yanına döner. Kısa sürede aynı şeyler tekrar yaşanır ve ailesi bunların şeytan çarpması olacağından süphelenip, ayin düzenlemesi için rahip Moore’ı çağırır. Moore saat 03:00’ün şeytanın saati olduğunu söyler ve ayine başlar. Ayin sırasında genç kız ölünce peder suçlu bulunur ve mahkemeye çıkarılır. Bu tür dini-doğaüstü filmlerin arasında en ürpertici ve gerçekçi olanı sanırım bu filmdir. Genç kızın yaşadıkları, erkek sesi ile konuşması, vücudunun deforme oluşu ve değişimi başarıyla canlandırılmıştır. Ayrıca şeytan çıkarma ayini sırasında, Emily'nin vücudundaki altı şeytan, farklı dillerde kendilerini tanıtmıştır.

The Rite (Ayin, 2011)

Yaşanmış bir olaydan esinlenen The Rite, şeytan çıkarma ayinlerine inanmayan ve inançları doğrultusunda hep şüpheci yaklaşan ilahiyat fakültesi öğrencisi Michael Kovak’ın hikayesini anlatır. Etrafındaki tüm rahiplere ve üstlerine karşı gelen Michael’ın, herkes tarafından tanınan, şeytan çıkarma işinin ustası peder Lucas (Anthony Hopkins) ile tanışınca tüm fikirleri değişir. Karşılarına çıkan çok önemli ve korkunç bir vaka karşısında ikilinin tüm inançları sorgulanmaya başlar. Hristiyanlık propagandasının tavan yaptığı film, Hopkins’in mükemmel performansı ile de göz doldurur. Dini inançların, anne ve tanrı sevgisinin şeytani güçleri yok edebileceğini başarılı sahnelerle ve sarsıcı diyaloglarla anlatan The Rite, bu türün benzerleri arasında üst sıralarda yer almayı başarmıştır.

The Possession (Şeytan Tohumu, 2012)

Bir baba-kızın antika bir kutuyu satın aldıktan sonra başlarına gelecek beladan kurtulma hikayesini ele alan The Possession, paranormal olaylar ile başlayıp şeytanın kızı ele geçirmesi ile devam eder. Filmin diğer exorcism temalı filmlerle olan benzerliği göze çarpsa da, şeytan çıkarma ayininde Hristiyan rahip yerine Yahudi Hahamın kullanılması ile farklılık yaratır. Aslında hikaye Yahudilerin Dibbuk kutusu dedikleri kötü ruhları hapseden ufak bir sandık üzerine kurulu. Başında “bir gerçek hikaye” uyarısı yazan The Possession, korkutmayı başaran gerilim dolu sahnelerle yüklü akıcılığını kaybetmeyen bir film.

Deliver Us From Evil (Bizi Kötüden Koru, 2014)

Gizemli, çözülmesi zor ve açıklanamayan bir takım cinayetleri çözmek için bir polis ile şeytan çıkarma konusunda uzman olan bir rahip görevlendirilir. İkili olayları en ince noktasına kadar çözmek için uğraşırken diğer yandan polis Sarchie ise, ailesinin başına musallat olan şeytani güçlerle uğraşır. Polisiye/gizem/gerilim ve korku gibi dört ayrı türü birleştiren film, özellikle sonlara doğru hikayenin akışını değiştiren şeytan çıkarma seansı ile de seyirciden tam not alır. Ayrıca filmde geçen olayların gerçek polis raporlarından ortaya çıktığını da belirtmek gerekiyor. Deliver us from Evil, tanrı inancı olmayan bir polisin şeytan çıkarma olaylarından sonra inancını yeniden gözden geçirmesi gibi dini bir detayı, polisiye bir filme nasıl aktarıldığına iyi bir örnektir.

Not: Yukarıda adı geçen ve seyretmenizi tavsiye ettiğim 5 film öncelikli olanlardır. Bunların yanı sıra, son dönemlerde çekilmiş yine dini inançları fazlasıyla sorgulayan, şeytan çıkarma ayinlerine yer veren bazı filmleri de yazmak istiyorum. Yine türün meraklıları için ideal olan bu filmleri arayıp bulmak ve izlemek size kalıyor. İyi Seyirler…

The Haunting in Connecticut (Lanetli Ev, 2009), The Devil Inside (İçimdeki Şeytan, 2012), The Exorcism of Molly Hartley (2015), The Vatikan Tapes (2015), The Possession of Michael King (2014), The Offering (7.Gün, 2016) …


Bu Yazım GodFather dergisi Ekim-Kasım 2016 sayısında yayınlanmıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder