Yine,
Yeni, Yeniden
1993’de
Nublar adasında başlayan dinazor dünyasını yeniden gündeme getiren Jurassic
Park’ın elde ettiği başarının ardından yapımcılar boş durmayıp iki devam filmi
daha çekmişlerdi. İlk iki film birbirlerini hemen hemen takip eden yapımlar
olmasına karşın, yıllar sonra çekilen 3.film ise bambaşka bir konu ve vasat
oyunculuklarla dolu bir yapım olarak
fazla akılda kalmayıp gişede çakılmıştı. Efsane yazar Michael Crichton’ın
yarattığı Jurassic Park, ada üzerine kurulmuş olan ve bir dolar milyoneri tarafından dinazorların
her türüne yeniden hayat verilmesi ile oluşturulmuş gezi parkıydı. Fakat
güvenlik sonucu dinazorlar kaçıpta etrafa dehşet saçmaya başlayınca gezi parkı
bir korku parkına dönüşmüştü. Sinema sektöründe Jurassic Park, birbirine
benzeyen taklit B tip filmlerin ve sayısız dinazor belgesellerinin ortaya
çıkmasına ön ayak oldu. Jurassic Park'ın yarattığı bu yeni oluşum, tüm dünyaya
dinazorları yeniden tanıtarak herkesi bir anda dinazor bilir hale getirdi. Nihayetinde hepimiz Trex nedir ? Ne yer,ne içer ?
Raptorlar iyi midir, kötü müdür, kızdırılmaya gelir mi? Uzun boyunlular gerçekten
masum birer otobur mu? Gergedan tiplilere yanaşmaya gerek var mı ? gibi her bilgiyi
depolar hale geldik.
Aradan 23
sene geçtikten sonra , nedendir bilinmez, niye bir film ya da serinin efsane
olarak kalmasına izin verilmeyip, tekrardan gündeme getirilir ve aynı şeyler
ortaya konur , anlamak mümkün değil. Ticari kaygıların dışında başka bir şey
pek aklıma gelmiyor. Sanırım filmin yönetmeni Colin Trevorrow, hazır yıllar
geçmişken CGI’da almış başını gidiyorken, tekrardan milyon dolarları yatıralım
dinazorlara ve parkı yeniden sunalım yeni bir şeymiş gibi nasılsa tutar mantığı
ile yola çıkmış. Bu yüzdendir ki, Jurassic World’de elle tutulur yenilikçi bir
senaryo ya da bir macera yok . Aynı tas aynı hamam şeklinde ilerliyor.
Bu defa bu
park gerçekten devasa bir şekilde Disneyworld misali bir eğlence parkı haline
getirilmiş. Hem deniz dünyası bölümünde dev su altı dinazorunu tanıtan, hem de diğer
tüm dinazor türlerini yakından inceleyebileceğiniz ve binlerce insanı misafir
eden muhteşem bir ormanlık alana sahip olan Jurassic World, havadan yapılmış
çekimlerde gördüğümüz kadarıyla gerçekten görülmeye değer ihtişamlı bir
görüntüye sahip. Filmdeki yeni olan tek şey ve filmin baş kahramanı sayılan
Indominus Rex . dnalarıyla oynanarak yaratılmış olan Trex-Raptor karışımı çok
vahşi bir dinazor türü. Park harika dizayn edilmiş olduğundan, filmin sonuna
kadar bizlere eşlik eden bir küçük bir orta boy çocuktan oluşan iki kardeşin buraya
gelip de heyecandan yerinde durmamaları, büyülenmeleri , ordan oraya
koşturmaları gayet doğal. Birde bu çocukların aslında başında bulunması gereken
umursamaz, işkolik ve aynı zamanda parkın sorumlusu olan teyzeleri (Bryce
Dallas Howard) bulunuyor. Parktaki Raptorların başında ise onların
hareketlerini izlemek ve değerlendirmek üzere bulunan deneyimli eğitmen rolünde
Chris Pratt’i görüyoruz . Guardians of the Galaxy’deki sevimli rolünün tam
tersine burada akıllı, çok bilmiş biraz da kasıntı bir hale bürünmüş. Parkta
herşey güllük gülistanlık giderken bir yanlışlık sonucu kafesinden kaçan
Indominus Rex yüzünden, hem ziyaretçiler hem de parkın tüm sorumluları için
gerilim dolu ve heyecanlı anlar başlar.
Jurassic
Park’tan alıştığımız ve artık klişe haline gelmiş olan fazlasıyla sahne mevcut
tabii ki filmde. Say say bitmez ama seyircinin fazla gözüne sokulmuş olan
bazılarını yazmakta fayda var. Ordan oraya koşturmalar, gerekli talimatlar,
dinazorun insanları yeme yutma sahneleri, araba altına, yanına ya da içine
saklanmış baş kahramanların yanında beliren dinazorun koca gözünün yer aldığı
kısımlar, yine sadece filmin kahramanlarının gizlendiği yerlere kafasını
sokarak ve kurcalayarak asla onlara değemeyen koca bir Indominus Rex , 22
senedir duran eski Jurassic Park’tan tanıdığımız Jeep’i 10 dk da tamir edip tam
gaz kökleyerek kaçan iki küçük çocuk, tepede yüzlerce yırtıcı eski çağ kuşları uçup panik
olan halka saldırırken ortada durup hiç birşey yokmuş gibi öpüşen çiftimiz gibi gibi bölümler sizleri bekliyor Jurassic
World’de.
Tamam her şey
aynı, yeni bir şey yok dedik, klişeler bol dedik de ne yapalım şimdi
izlemeyelim mi heyecanlanmayalım mı ? 22 sene sonra dinazorlar yeniden gelmiş,
Jurassic Park yeniden açılmış bu gösteriye hepimiz davetliyiz, her ne kadar
sıradan bir hikayeye sahip bile olsa. Görsel efektlerin kalitesi, dinazorların
tasarımları, aksiyon sahnelerindeki çekimlerin başarısı bile sadece bu filme
gitmeniz için bir neden. Heyecanın ve gerilim dozunun yerli yerinde olduğu Jurassic
World’ün finalinde bir kapışma sahnesi var ki nefissss, fazla ayrıntıya
girmeyelim bu sahne için kim neyle kapışıyor izleyin görün. Ayrıca filmde çok
sevdiğim bir oyuncu olan Vincent D’Onofrio’da güzel bir rolle karşımıza
çıkıyor.
Jurassic
World, eski serinin takipçilerinin yanı sıra, yeni nesil seyirci kitlesinin de çok
zevk alacağını tahmin ettiğim, görsel olarak çok başarılı ve eğlenceli orta
halli bir dinazor aksiyonu.
Bu Yazım Popüler Sinema'da yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder