Yabancı yönetmenlerle yaptığım
röportajlarımın yeni konuğu Jack Sholder, 80’lerin korku sinemasında adını
duyurmuş bir yönetmen. Wishmaster ve A Nightmare on Elm Street (Elm Sokağı
Kabusu) gibi korku filmi serilerinin ikinci filmlerini çekmiş olan yönetmen,
Hidden ve Alone in the Dark gibi o dönemin sıkı gerilim filmleri ile de
tanınır. Uzun süren yazışmalarım sonunda kendisini ikna etmeyi başardığım usta
yönetmen Jack Sholder, beni kırmadı ve hem Popüler
Sinema’da, hem de sosyal medya ortamında yayınlamak üzere sorduğum
soruları cevapladı.
Jack Sholder’a bize vakit ayırdığı için
çok teşekkür ediyoruz.
KE-
Wes Craven’in yarattığı Elm sokağı Kabusu serisinin 2.filmi size ait. Serinin
kalan filmlerinde ise farklı yönetmenler bulunuyor. Bunun sebebi nedir? Neden
devam filmlerini siz çekmediniz?
JS-
New Line, asla Elm sokağı Kabusu’nu bir başyapıt olarak görmemiştir aslında iyi bir fikirdi
ve ortada büyük bir katil Freddy vardı. Bu yüzden her devam filminde bir öncekinin
kopyasını çekmektense, ayrı bir karakteri geliştirme özgürlüğüne sahip
oldular. Ama devam filmini ben seçmedim. Benden çekmemi istediler fakat
ben bir korku filmi serisi çekmek istediğimden henüz emin değildim.O arada bir
arkadaşım aslında korku/ seri filmi çekmenin iyi para kazandıracağını söyledi. Arkadaşım
haklıydı ve onun lafı üzerine film çekmeye devam etme kararı aldım. Ondan sonra
12 film daha yaptım
.
KE- Korku
filmi çekmenin ne gibi zorlukları var? Sette yaşadığınız zor anlar mutlaka
olmuştur. Bize biraz anlatır mısınız?
JS- Gece boyunca çalışmak çok
zordur çünkü korku filmleri karanlıkta çekilmek zorundadır. Diğer bir sorun ise
insanların inandığı gerçek karakterler yaratmak ve insanların eğleneceği
hikayeler ortaya koymaktır. Korkutmak ve ürkütmek işin en kolay kısmıdır.
KE-
1989-2001 yılları arasında hiç korku filmi çekmediniz. Neredeyse 10 yıldır da
pek film çekmiyorsunuz. Genelde Tv serisi ve Tv filmi. Korku filmlerine devam edecek
misiniz?
JS- Ben hiçbir zaman büyük bir korku filmi hayranı
olmadım. Bana kalsa hiç çekmezdim. Ama bu benim için bir başlangıç oldu ve
oldukça da iyiydim. Ben aslında gerilim tercih ederdim ve o yıllarda daha çok
yaptığım buydu. 12 sene önce Holywood’dan
uzakta North Carolina’da bir üniversitede film yapım programına başladım.
Yapması oldukça güç bir işti ve dolayısıyla aynı anda film de çekemedim.
Şimdi tekrardan yönetmenliğe dönmeyi düşünüyorum. Göreceğiz.
KE- Günümüze
göre kıyaslama yaparsanız korku sinemasına olan ilgi 80’lerle nasıldı?
JS- O dönemlerde filmlerde çok fazla
ürkünç şey vardı ve özel efektleri uygulamak çok kolaydı; aynı zamanda
izleyiciler korku sinemasına karşı çok daha bilinçliydi. 1980’lerden bu yana çekilen
filmlere bakarsak sadece çok iyi olanlar tutundu.
KE- Çektiğiniz filmler arasında en
beğenilenleri hangisi oldu?
JS-
En çok iş yapan Elm sokağı Kabusu 2 idi. The Hidden ise, büyük olasılıkla en iyi filmdi. Ayrıca
Alone in the Dark , By Dawn's Early Light ve 12:01 i de çok severim.
KE- Sizce Freddy’nin yıllardır çok sevilen bir
korku karakteri olmasındaki etken nedir?
JS- O rol çok iyi
bir aktör tarafından canlandırıldı. O dönemdeki birçok korku filmi katili,
sadece dışarı atlayıp insanları öldüren dublörlerdi. Freddy'nin bir tarzı
vardı, çok iyiydi ve çok ilginç bir caniydi.
KE- Alone in the Dark ve
The Hidden filmleri çok bilinmese de aslında 80’lerin iyi filmleri arasındadır.
Bu iki filmin başarı öyküsünden bahseder misiniz?
JS-
Aslında gişe olarak bakarsak ikisi de çok iyi iş yapmadı. The Hidden'ın iyi
iş yapacağını düşündük, çünkü çok iyi test edilmişti. Ama iyi
bir şekilde pazarlanmadığını düşünüyorum. Ayrıca vizyona girdiği
hafta sonunda başka bir sürü ticari film vardı ortada. Yine de çok iyi
karşılandı. Gişede iyi iş yapmamasına rağmen, bu iki filmi birçok insanın
takdir ettiğini duymaktan mutlu oluyorum.
KE-
En beğendiğiniz korku filmlerini yazar mısınız?
JS-
Invasion of the Body Snatchers (orijinal), Cronenberg'in birçok filmi
özellikle The Fly ve The Dead Zone. Alien.Rec (orijinal İspanyol versiyonu)
Bu Yazım Popüler Sinema da yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder