Yanında
çok daha güçlü ve çarpıcı filmler varken Crash / Sheakspare in Love/ American
Beauty / The Hurt Locker ( ki o zamanlar kategoride 5 film olurdu ) gibi seyret
unut tarzındaki yapımları En İyi Film kategorisine taşıyan akademiye küskünlüğüm her ne kadar devam etse de yine Oscar zamanı gelince heyecanlanır
adayları izler kendimce bir şeyler
karalarım . Tüm teknik vs gibi yan kategoriler hakkında değil daha çok
ilgilendiğim üzen ve sevindiren kısımlara değinirim.. Bu sene diğer yıllara
göre biraz daha çekişmeli bir ortam vardı sanki Oscar gecesinde. Fakat uzun
zamandır Oscar gecesindeki gösterileri sunumu sürprizleri yeterli bulmadığımdan
bu kısımlara değinmek bile istemiyorum. Ben hala “Billy Crystal” esprilerini ve
o dönemlerdeki showları özlüyorum .
Bu yıl
da “Birdman” in En İyi Filmi alması yine
Oscara olan kızgınlığımı arttırdı. İnanılmaz derecede şişirilen yazılan çizilen
bu film sonunda akademinin de gözüne nasıl sokulduysa artık Oscarı kaptı. Oylamalarda
ne türlü olayların döndüğünü bilmek mümkün değil ama insaf yani, yanında yedi
tane daha aday varken ve bunların içinde Boyhood / The Grand Budapeşt Hotel /Whiplash
/ The Theory of Everything / The Imitation Game gibi gerçekten seyrederken size
farklı duyguları yaşatan sıkı yapımlar dururken “Birdman “gibi sıkıcı neredeyse tamamı tek
mekanda geçen olağanüstü oyunculuklarında bulunmadığı fantastik/sanat tarzındaki bu filme Oscarı
neye dayanarak verdiler anlamış değilim. Sahnelerin tek planda çekilmiş olması,
kamerayı yönetmenin iyi kullanmış olması sonucunda En İyi Sinematografi
Oscarını da aldı hak ettiği şekilde , bu kısmı anladık. Ama en iyi yönetmen ödülü nedir ? Niye “Boyhood”
ile “Richard Linklater” alamadı mesela ? On iki sene içinde farklı zamanlarda
beklemiş yılmamış aynı oyuncuları bir araya getirmiş oynatmış ortaya bir film
çıkarmış emeği daha büyük değil mi ? “The Grand Budapeşt Hotel” ile Wes Anderson adeta yönetmenlik dersi
verip harika bir film yapmamış mıydı ?21 Gram,Amores Perros gibi filmleri
yönetmiş olan Alejandro González Iñárritu Birdman gibi bir filme neden el atmış
o da belirsiz. Sevgili Keaton sen zamanında Batman oldun gel bir de Birdman ol hem
bak dile de hoş geliyor yanına da Edward Norton u koyarız bir de Emma Stone u
veririz ki kız Spiderman de kalmasın
yaparız bir sanat filmi o da ön plana çıkar diye düşündüğünü aklıma getirmek
istemiyorum JBu arada Michael Keaton çok beğendiğim bir oyuncudur kesinlikle Birdman
da iyi oynadığını da düşünüyorum ama aday olacak kadar değil. Fakat ondan iyisi
de vardı ki o da almasını çok istediğim fakat alamayacağını düşündüğüm “Eddie
Redmayne” dı. “The Theory of Everything” deki Stephen Hawking rolünü hakkıyla
verdi ve oscarı da kucakladı. Sanki rolünü
oynamamış ta bir Hawking belgeseli izliyorduk
o da kendisiydi. Bu kadar mı güzel oynar bir aktör rolünü .Gerçekten .87.Oscar
ödüllerindeki beni en fazla sevindiren ödül En İyi Erkek oyuncu dalında Eddie
Redmayne in başarısı oldu.Bunun yanında kesin gözüyle baktığım hatta başka
hiçbir adayı gözümün görmediği muhteşem performansı ile “Whiplash” in bizi
ekran başında delirten öğretmeni “J.K Simmons” vardı . Altın küre ödülünün
ardından akademi nasıl olduysa J.K
Simmons a hakkını vererek bizi şaşırtmadan En iyi Yardımcı Erkek ödülünü verdi.
En İyi Kadın oyuncu kategorisinde ise sinema dünyasında oyunculuğunu Merly
Streep kadar çok başarılı bulduğum her tür filmin altından başarıyla kalkan
Julianne Moore u zaten Oscar gecesinde elinde Oscarla görmemek ayıp olurdu. İlk
başlarda Oscara aday olmamasına çok şaşırdığım
film olan Gone Girl deki performansı ile Rosamund Pike ın kesin oscarı
alacağını düşünmüştüm. Fakat Still Alice ı seyredince düşüncelerim değişti. Alzheimer
hastalığına yakalanmış bir kadının durumu ancak bu kadar güzel anlatılırdı.
Oynamamış yaşamıştı Moore rolünü. The Imitation Game filmini çok beğendim En
İyi uyarlama senaryo ödülünü hakkıyla aldığını düşünüyorum. The Grand Budapeşt Hotel
ise istediğim kategorilerde olmasa da yine birçok ödülün sahibi oldu ama ben pek yeterli bulmadım aldığı Oscar
heykellerini. Bu kadar yan kategorideki
ödüllerin yanında Wes Anderson ı En İyi yönetmen ya da En İyi Film dallarında The Winner is… cümlesinin ardından Oscarı
elinde havaya kaldırmış görmek isterdim.
Bu
arada bu sene kesinlikle hakkının yenildiğini düşündüğüm iki film daha var.
Bunlardan birincisi ( akademinin “Christopher
Nolan” la ne alıp veremediği var bilmiyorum ama ) 2014 ün en başarılı
bilim/kurgu filmi uzay fantastiği “Interstellar” dı. Filmden sonra çekimlerini
anlatan Nolan ın anlatımı ile belgeseli yapılmış , üstüne yüzlerce övgü dolu
yazılar yazılmış bu filmi akademi sadece
nasıl görsel bir film olarak kalmasına göz yumdu bu da enteresan .O kadar aday
var bari oraya bir yere iliştirin bu filmi öyle değil mi ? Diğer film ise
“Nightcrawler”. “Jake Gyllenhaal “ın
performansı kesinlikle akademinin gözden kaçmış olmalı ki erkek oyuncu dalında
aday bile gösterilmedi. Bence bu film En İyi Film kategorisinde bile
bulunabilirdi.
Neyse
bu seneyi de atlattık seyrettik heyecanlandık sevindik üzüldük artık seneye ne
gibi sürprizler çıkar bakacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder