Marvel evreninde Spider-Man’e benzer eğlenceli tarzıyla çizgi roman dünyasında sevilen bir kahramandır Ant-Man. Kendisi aslında Avengers’ın kurucularından olup aynı zamanda Ultron yapay zekasını da bulan bir bilim adamıdır. Hatta serinin ikinci filmi olan Avengers: Age of Ultron’ da kendisine yer verilmemesi fanatiklerini de epey şaşırtmıştı. Esas ismi Dr. Hank Pym olan Ant-Man yaptığı bilimsel deneyler sonunda cisimlerin boyutlarını değiştirebileceğini kanıtlamış oldukça başarılı bir biyokimyacıdır. Pym’in üzerinde çok çalışıp keşfettiği bu kostüm, giyeni bir karınca kadar küçültebildiği gibi istediği zaman da kendi boyutuna döndürebilen bir teknolojiye sahiptir. Ant-Man karıncalarla iletişim kurup, onları yönetebilme becerisinin yanı sıra Captain America tarafından eğitilmiş çok iyi dövüş stilleri sahibi ve usta bir dalgıçtır.
Filmimizin
baş kahramanı olan Scott, hapisten yeni çıkmış, eski karısının yanında kalan
küçük kızına çok düşkün ve hayatını yeninde kurmaya çalışan işinin ustası
sevimli bir hırsız. Girdiği işlerde tutunamayıp kovulan ve paraya ihtiyacı olan
Scott, kısa bir süre içinde herşeyi ile planlanmış bir tanışma olayına ön ayak
olacak yeni bir hırsızlık oyununa dahil olur. Fakat bu defa para yerine bir
kostüm bulan Scott bu sayede yaşlanmış Dr.Hank Pym ( Michael Douglas ) yani
eski Ant-Man ile tanışır. Pym kendisinden büyük bir sırrın değerli bir parçası
olan bu kostümü, eski asistanı (şimdiki kötü karakterimiz) Darren’dan koruması
için bir teklif alır. Miras niteliğinde bir devir teslim olayından sonra
kostümün yeni sahibi Scott, Ant-Man olarak bir yandan karıncalarla iletişim
kurup onları yönetebilme becerisi üzerine çalışırken diğer yandan da Pym’in
kızı Hope’dan dövüş teknikleri öğrenerek stajına başlar. Ant-Man in kötü
karakteri Yellow Jacket(Darren) rolünde The Strain dizisinden tanıdığımız Corey
Stoll yer alırken, Pym’in kızı Hope Van Dyne rolünü Lost dizisinin Kate’i
Evangeline Lilly üstleniyor. Scott karakterine hayat veren Paul Rudd için
söylenecek tek şey ise Ant-Man için çok iyi seçilmiş bir oyuncu olması. Film
boyunca rolüne yakışır şekilde sevimli karınca kahramanını, sempatikliği
sayesinde bize sevdirmeyi başarıyor.
Karıncalarla
içli dışlı olan onlarla beraber hareket edip istediğini yaptıran, küçülen ve büyüyen
bir kahraman olan Ant-Man sanırım Marvel’in en esprili, en sevimli
karakterlerinden birisi. Spiderman de gördüğümüz şen şakrak tavırların hemen
hemen hepsine sahip olan kahramanımız bir nevi, ufalıp her delikten içeri
sızabilen bir casus. Bu özelliği sayesinde Avengers takımında çok da iyi işler
başaracağı açıkça ortada. Ant-Man’in Marvel Sinematik Evrenine dahil olduğu
zaten önceden açıklanmıştı, fakat filmde gördüğümüz Falcon’la olan sahnelerini
ve diğer Marvel filmlerine yapılan bolca referansları gördükten sonra
kahramanımızın yeni gelecek Captain America filmi olan Civil War’daki yerinin
kesinleştiği apaçık ortada. Scott’ın ustası olan yaşlı Pym yani Michael Douglas
çıkarttığı tartışılmaz başarılı oyunculuğu ile filmin en ağır toplarından
birisi tabii ki. Bu arada filmde harika bir iş çıkaran soyguncu ekibinin en
matrak üyesi Luis’i canlandıran Michael Pena, komik bir rolle karşımıza çıkarak
görüldüğü her sahnede seyirciyi kopartıyor. Konuyu toparlamakta asla zorlanmayan
ve ikinci yarıda ise seyircinin tüm beklentisini sonuna kadar karşılayan
Ant-man, senaryosunun sağlam duruşu sayesinde hiç kafa karıştırmadan net şekliyle
önümüze sunuluyor. Yalnız, çizgi romanlarda Pym’in karısı Wasp’ın bolca yer
aldığı gözlenirken filmde Wasp karakterinin üstünden çok kısa geçiliyor fakat yine
de bununla ilgili ufak ve önemli bir sürprize de yer veriliyor.
Filmin
yönetmeni Peyton Reed, daha önceleri komedi ve gençlik filmleriyle haşır
neşir olmasının kendisine kazandırdığı
mizah anlayışını seçtiği ilk Marvel filmi Ant-Man üzerine nakış gibi işlemesi
ve altından başarıyla sıyrılması, gelecek projeler için kendisine büyük bir
referans örneği. Perspektif açıdan çok iyi işler çıkaran Peyton Redd,
karakterin küçülüp büyümesinin yanı sıra kaçma ve kovalamaca sahnelerindeki
görselliği üç boyuta titiz bir şekilde taşıyor. Ant-Man’in sulardan ve
kurşunlardan kaçışı, finalde oyuncakların arasında geçen trenli aksiyon sahneleri,
animasyon tekniğinin tavan yaptığı ve seyirciyi en fazla eğlendiren bölümler.
Diğer Marvel yapımlarındaki
süper kahramanların solo filmleri ve Avengers ekibi kadar ciddi bir konuma
sahip olmayan casus karıncamız Ant-Man’in
eğlenceli ve yardımcı bir yan kahraman olarak bundan sonraki Marvel
filmlerine renk katacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Uzun lafın kısası
Ant-Man, Spider-Man serisi ve Guardians
of The Galaxy tadında, onlar kadar hoş vakit geçirten bol esprili ve komedi
ağırlıklı görülmeye değer bir Marvel filmi.
NOT: Filmin finalinde yazılar başladığında yerimizden
kalkmadan beklediğimiz klasikleşmiş iki after credits sahnesi sayesinde kafanız
rahat ve huzurlu bir şekilde salondan ayrılıyorsunuz.
Bu Yazım Popüler Sinema'da yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder