A Long Way Home adlı kitaptan uyarlanan Lion'ın
yönetmenliğini Garth Davis üstlenmiş. Daha önce iki adet televizyon dizisinde
emeği geçen yönetmenin ilk uzun metrajlı filminin En İyi Film dahil olmak üzere 6 dalda Oscar adaylığı
bulunması gerçekten büyük bir başarı. Olayları anlatım tarzı ve öykünün işleyiş
biçimi olarak bakıldığında Lion, tam
Oscar koleksiyonuna eklenecek bir film gibi duruyor.
Film, tatlı bir çocuğun evini arayışını anlatan samimi ve
sıcak bir hikaye. Saroo (Sunny Pawar), Hindistan'ın Khandwr şehrindeki Ganesh
Talai köyünde yaşayan 5 yaşında yoksul bir çocuktur. Ağabeyi Guddu (Abhishek
Bharate) ile çalışmaya devam etmek için gece tren istasyonunda uyuyor.
Uyandığında ise Guddu'dan ayrılarak kayboluyor. Küçük Saroo uzun bir tren
yolculuğu sonrası indiği yerde artık tek başına. Kafası karışık, korkuyor,
yabancılardan yardım istiyor, uykuya açık yerler arıyor ve tehditkar her
durumdan kaçıyor. Annesinin adını ya da köyünün adını hatırlayamaması ve
Bengalce konuşamaması da, onun için çok büyük bir eksi. Ama hayat onun için fazla
acımasız davranmıyor ve çok iyi bir aile tarafından evlatlık alınıyor. Ardından
evine dönüş için 25 yıllık bir macera başlıyor.
Gücünü hikayesinden çok muazzam oyunculuklardan alan Lion’da
gözle görülür derecede kaliteli bir kast seçimi bulunuyor. Filmin tüm
sorumluluğunu sırtına alıp koşturan küçük, sevimli ve yetenekli oyuncu Sunny
Pawar (Saroo)'ın bu film ilk sinema deneyimi. Kendisi Bombay’da yoksul
çocukların bulunduğu bir okulda keşfedilmiş. İlk deneyimi olduğu halde filmde olağanüstü
bir performans sergiliyor. Adeta film için seyircinin hafızasında uzun süre yer
edecek bir Saroo karakteri yaratılmış. Küçük çocuklara Oscar verilseydi,
sanırım Sunny ödülü kimseye kaptırmazdı. Küçük Saroo’nın üstlendiği karakterin
filme kattığı duygusallık çok önemli ve filmin geri kalan bölümünde de diğer
karakterlerin bu hissiyatı izleyici üstünde devam ettirmesi gerekiyor. İşte
burada Dev Patel’e büyük iş düşüyor ve başarılı oyunculuğu, taşıdığı karakterin
öyküdeki inandırıcılığına olumlu etki ediyor. Çünkü bu hikaye çok iyi başlıyor,
gelişiyor ve sonlanıyor. Aradaki en ufak bir kopukluk seyirciyi filmden tamamen
kopartabilir. Nicole Kidman da kısa ve çok önemli bir rolü üstlenirken asla
zorlanmıyor. Hatta Saroo ile yaptığı duygu yüklü konuşma filmin en dokunaklı
sahnelerinden birisi. Evlat edinmenin inceliklerini ve nedenlerini ele alan bu
konuşmalar günümüzdeki tüm aile bireyleri için gerekli olan potansiyel
mesajları tek tek sıralıyor. Çünkü insanların farkında olması gereken çok
önemli durumlar var. Rooney Mara (Lucy) ise, verilen rolü gereği filmde kenarda
kalmış bir oyuncu gibi duruyor. Çünkü Saroo’nın kafasındaki eve dönüş umudu ve
aile aşkı Lucy’e olan sevgisinden daha baskın. Bu yüzden Lucy’e gereken ilgiyi
gösteremiyor.
Lion, kaybolan bir çocuğun aile üzerinde yarattığı
etkiyi, yıllar boyu bekleyişi ve belirsizliği aile bireyleri gözünden değil,
küçük çocuk tarafından anlatıyor. Aslında anlatılan hikayeye alıcı gözüyle
baktığınızda, bizim Türk filmlerinde sıkça işlenen acıtasyon yüklü yoksulluk
üzerine bir olay örgüsü bulunuyor. Yaşanan olaylar gerçek bir öyküye dayansa
da, filmin dramatize edilmesi için zorlama olabilecek çok şey eklendiği ortada. Oscar arayışındaki
bir film için Lion’da keşfedilmemiş bir yenilik bulunmuyor. Tüm detaylar
dinamik duygu yoğunluğu yaratacak kadar itinayla süslenmiş. Fakat bu durum,
akıcı ve güzel işlenip bir de üzerine iyi bir görüntü yönetmenliği eklenince
hiç göze batmıyor. Görüntü yönetmeni Grek Fraser, hem Hindistan'ın
muazzamlığını hem de ülkenin büyüklüğünü hissettirmek için çarpıcı sahneleri
ortaya çıkaran mükemmel bir sinematografiye imza atıyor. Google Earth gibi yeni
internet teknolojisi ise, filmin en can alıcı noktasına ışık tutarak kendi
reklamını da araya sıkıştırıyor.
İki yarıya bölünmüş olan Lion, iyi insanların ve insani
duyguların üzerine işlenmiş çarpıcı bir film. Yaşanmış bir öyküden uyarlandığı
için final kısmında yer alan gerçek hayat görüntülerinin gösterildiği sahneler
fazlasıyla duygu yüklü. Hindistan’da yıllardır yaşanan dramı ve şaşırtıcı
gerçekleri burada öğreniyoruz. O yüzden siz, yanınızdan mendilinizi eksik
etmeyin.
Bu Yazım Popüler Sinema da yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder